Gündem

Ege Eczacı Odaları, eczacıların artan sorunlarını dile getirdi

Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu tarafından Manisa’da düzenlenen toplantıda, son dönemde artan ekonomik sıkıntılarla birlikte ilaç yokluğu çektiklerini ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile imzalanacak yeni protokolün gecikmesinden kaynaklı ekonomik sıkıntı yaşadıklarını belirtti.

Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu, eczacıların yaşadığı sorunlarla ilgili Manisa'da bir toplantı düzenledi.

Denetimlerden, ruhsatlı ilaç dışı ürün satılmasına kadar birçok soruna bir çözüm bulunması gerektiğini savunan Ege Eczacı Odaları, ortak bir bildiri yayınladı.

Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu tarafından Manisa’da düzenlenen toplantıda, son dönemde artan kadın cinayetleri ile ilgili, bölge eczacı odalarının toplum bilincini oluşturmak adına sivil toplum örgütleriyle çalışılması gerektiğini de belirtti.

3. Bölge İzmir Eczacı Odası, 7. Bölge Bursa Eczacı Odası, 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası, 15. Bölge Isparta Eczacı Odası, 16. Bölge Denizli Eczacı Odası, 21. Bölge Aydın Eczacı Odası, 29. Bölge Manisa Eczacı Odası, 30. Bölge Balıkesir Eczacı Odası, 32. Bölge Muğla Eczacı Odası, 33. Bölge Afyonkarahisar Eczacı Odası, 35. Bölge Kütahya Eczacı Odası, 36. Bölge Çanakkale Eczacı Odası, 39. Bölge Edirne Eczacı Odası, 46. Bölge Uşak Eczacı Odası, 54. Bölge Burdur Eczacı Odası tarafından sunulan ortak bildiride şu ifadeler yer alıyor:

“Son günlerde ülkemizde giderek artan kadına ve çocuklara şiddet olayları ve cinayetleri asla kabul edilemez. Üyelerinin çoğunluğu kadın olan Türk Eczacıları Birliği ve tüm bölge eczacı odaları; toplumda infial oluşturan bu duruma karşı gerekli tedbirlerin alınması, caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması için sağlık sisteminin temel bir parçası olarak şiddet mağdurlarına doğrudan erişim sağlama gücüyle bu süreçte daha etkin rol almayı sağlayacak etkinliklerde bulunmalıdır. Tüm üyelerinin gerekli toplum bilincini oluşturmak için diğer sivil toplum örgütleriyle çalışmaları sağlanmalıdır.

Ülke genelinde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen denetimlerde bölgesel farklılıklardan kaynaklı mağduriyetler yaşanmıştır. Yapılan denetimler standart olmadığı sürece kabul edilebilir değildir. Aynı zamanda ülkemizdeki ilaç-eczacılık modeli düşünüldüğünde zorunlu kılınan entegrasyon sistemi eczanelerimiz için uygulanabilir değildir.

Denetimlerin vergi kayıp kaçağının en az olduğu eczanelerden başlaması hukuki olmakla birlikte vicdani ve hakkaniyetli değildir.
Son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılara ve ilaç yokluğuna rağmen yaptığı fedakarlıklarla halkımızın ilaca erişimini sorunsuz şekilde sağlayan eczacılarımızın, Sosyal Güvenlik Kurumu ile imzalanacak yeni protokolün gecikmesinden kaynaklı ekonomik sıkıntı yaşamasını engellemek gereklidir. Bu nedenle görüşmeler zamanında tamamlanmalıdır. Bu sorunların bir daha tekrarlanmaması için mali konular bir değişkene sabitlenerek otomatik güncellemeler yapılmalıdır. Yapılan bu güncellemeler eczacılarımızın enflasyon karşısında alım gücünü iyileştirecek ve ilaç-eczacılık hizmetini kesintisiz sürdürülebilecek düzeyde bir modelde olmalıdır. Ayrıca özellikle geriye dönük kesintilere olanak sağlayan maddeler başta olmak üzere eczacının canını haksız yere yakan tüm maddelerin, yapılan protokol çalıştaylarında çıkan raporlar baz alınarak güncellenmesi veya kaldırılması sağlanmalıdır. Tüm bu süreçler Türk Eczacıları Birliği tarafından hassasiyetle yürütülmelidir.

Eczacının temel görevi hastasına ilaç aramak değil Birinci Basamak Sağlık Hizmeti Sunucusu olmasının gereği doğru ve etkin sağlık danışmanlığı hizmetini sunmaktır. Mevcut İlaç Fiyat Kararnamesi misyonunu tamamlamış ve sürdürülebilir değildir. Bugün yaşanan ilaç yokluklarının sebebi tam olarak budur. İlaç ve yok kelimelerinin halk sağlığı açısından asla yan yana gelmemesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği’nin ortak çalışmasıyla geliştirilecek model ilaç yokluklarına neden olmamalı ve eczanelerin ekonomik yükünü hafifletmelidir. Yılda bir veya iki defa yapılan ilaçta uygulanan kur güncellemesi ile değil günün ekonomik koşullarının gerekli kıldığı zaman ve hallerde yapılarak bu tür aksaklıklar önlenmelidir.

Sağlık okur yazarlığının oldukça düşük olduğu ülkemizde internetten satılan,  Tarım ve  Orman Bakanlığı’ndan ruhsat alan ilaç dışı ürünler halk sağlığını ciddi oranda tehdit etmektedir. Bunun çözümü bu ürünlerin de ilaç gibi İlaç Takip Sistemi’ne kayıt işlemi yapılarak Sağlık Bakanlığı kontrol ve denetiminde satılmasıdır. Yetkililere bu durum gerekçeleriyle anlatılmalı ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması Türk Eczacıları Birliği tarafından sağlanmalıdır.

Eczane devirleri ile ilgili süreçte bölgesel uygulama farklılıkları olduğu görülmektedir. Farklı uygulamalar neticesinde bölgesel sorunlar yaşanmakta olup bunların önüne geçmek için bu konuda Türk Eczacıları Birliği bünyesinde acil olarak bir çalışma grubu oluşturulmalıdır. Süreç eczacı odaları ve Türk Eczacıları Birliği’nin mutlak hakimiyetinde yönetilmeli ve tüm odaların başvurularının mevcut yasalar doğrultusunda değerlendirilerek karara bağlanması sağlanmalıdır.”