ERİL

“Kendine dönen kadın, en derin devrimdir.”

Kurtlarla Koşan Kadınlar

Clarissa P. Estes

Bu hafta okuduğum Charlotte P. Gilman’ın “Kadınlar Ülkesi” kitabından hareketle, birlikte kadınların egemen olduğu bir ülke hayal edeceğiz. Bu ülkede kadınlar başa gelecek ve ülkenin her alanında işleri yürütecekler. Ben erkeklerin olmadığı bir ülkeden söz etmiyorum size. Fakat kadınların yüzlerce yıllık arayı kapatıp hatta öne geçip ülkede başa geldiğini düşünelim diyorum. Size de gerçekçi gelmedi değil mi? Hayal kurarken bile…

O halde bildiğimiz şablonlardan ilerleyelim. Bu nasıl mümkün olabilir? Kadınlar erkeklerin dünyasında nasıl varlıklarını saydırarak başa gelebilir? Erkek dünyasına kendisini ancak bir şekilde kabul ettirebilir: Eril söylem ve eril davranışlar ortaya koyarak.

İşte bizim bu eril kadınlar ülkesinde trajikomik kadınsal zaferimizin kutlamaları büyük olmuştur. Kadınlar duygularını, yaradılışlarını hiçe saymış, kabul görebilmek adına adımlar atmışlardır. Kimi saçını erkek gibi kestirmiş kimi erkeksi kıyafetler giymiş kimisi de erkeksi konuşmalar yapmıştır. Tüm bu kendi olmaktan vazgeçişlerden sonra aynaya bakıp böyle olmasa kabul görmeyeceklerini bile bile kendileriyle gurur duymuşlardır. Görünür olmak adına bunlar bilinçsizce toplum baskısı adı altında kodlanmıştır. Erkek dünyasında ancak bu şekilde korunmuşlardır (!)

Ne diyebiliriz ki? İşin aslı tüm bunlar kadınlara toplumun dayatmasıdır. Kadınlar seçmede özgür olamamışlar, kadınsı doğalarını unutmuşlardır. Kız neşelerini bastırıp düzene ayak uydurmuşlardır. Farkına bile varmadan erkek egemenliğini kabul edip bizzat kendileri uygulamışlardır. Erkek dünyasında yerlerini pekiştirmek için hemcinslerini acımasızca ezmiş, eril söylemlerle eleştirmiş ve bastırmışlardır. Gün geçtikçe geçmişte erkek egemenliği zamanında olan baskıları otoriteyi temsil etmek adına diğer kadınlara yapmışlardır. Onlar böyle uğraşadursun erkekler bir kenarda kıs kıs gülüp egemenliğin eril zihniyette oluşunu kutlamışlardır.

Sevgili kız kardeşlerim,

“Daha çok kız kardeşimin yükseklere kanat çırpmasını istiyorum.

Zira özgürlük, hiçbir zaman kadınların kolay elde edebildiği bir şey olmadı.” Ursula K. Le Guin

Eril kadınlar ülkesi hiç olmadı. Distopik bu ülke ile meselenin “kendin olarak var olabilmek” olduğunu toplumun insana yüklediği toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden anlatmaya çalıştım. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir başka ülkenin hayalini kuracağımız bir yazıda buluşmak dileğiyle…