Suça sürüklenen çocuklar ve suçluların meşrulaştırılması

“Nefret etmek için değil, Sevmek için yaratıldım.” -Sophokles

Her gün onlarca insanın şiddete uğradığına dair haberlerle karşılaşıyoruz. Artık normalleşen ya da normalleştirilen bu haberler (suçlar), toplumumuzda giderek önemini yitiriyor. Bir olay karşısında sesimizi çıkarttığımızda üzerine başka bir gündem biniyor ve olay soğuyor; diğer habere ses çıkaramayacak hale geliyoruz.

Bir süre sonra da suçlar yığını, bizim sessiz çığlığımızın bir çöplüğü haline dönüşüyor.

Suçların bu denli artmasının en büyük sebeplerinden birinin eğitimsizlikle ilişkili olduğunu düşünüyorum.

Uygulanan eğitim modelinin yeterliliği ve tartışmalı oluşu, birçok olayı beraberinde getiriyor. Adaletin yerinde ve doğru zamanda sağlanmaması, suç oranlarını artırdığı gibi birçok suçluya güç veriyor. Aynı gün serbest bırakılan suçlular, ceza alsa bile birkaç ay yatıp çıkan ve suç işlemeye devam eden şahıslar, toplum ve gelişmişlik açısından büyük bir tehdit.

Türkiye’de uygulanan eğitim modeli artık ‘terbiyeli katiller’ yetiştirmeye de başladı. Verilen eğitim, bireyi eğitmediği gibi topluma da kazandırmıyor. Okullarda yapılan akran zorbalığı, yeni yetişen neslin korkutuculuğunu da gözler önüne seriyor.

“Toplumlar modernleştikçe kurallarını gevşetiyor”

AKP döneminde dünyaya gelen ve yetişen çocuklar, şu an suç kültürünün bir parçası oldular. 2011 yılından itibaren milyonlarca Suriyelinin de ülkemize göç etmesiyle değişen demografik yapının kurbanı olan bu çocuklar, çeteleşme, akran zorbalığı gibi fiillerde bulunuyor.

Şimdilerde çok fazla duyduğumuz ‘suça sürüklenen çocuk’ ifadesi, suçu meşrulaştırmanın ötesine geçerek adeta bir güzelleme biçimine dönüşmüş durumda. Henüz lise çağında olan çocukların cinayet işlemesi, durumun ne denli korkunç bir boyuta ulaştığını gösterirken bazı suç işleyen çocukların (?) rehabilite edilip topluma kazandırılmayacağı da aşikar.

‘Suça sürüklenen çocuk’ diye güzelleme yaparak bu eylemi gerçekleştiren suçluları meşrulaştırırken, kendi halinde yürüyen Ahmet Minguzzi gibi canları yitiriyoruz.

Dizi ve filmlerde gösterilen gangster tipli karakterler, küçük yaştaki zihinleri ‘havalı’ gözüktüğü için ele geçirmiş durumda. Adeta sokaklarda dizi karakteri kılığına girmiş çeteleşmiş gruplar yaygın bir hal aldı.

Bugün bu konuyu konuşuyorsak sebebi devlet politikalarıdır, bozulan ahlak ve toplumsal yapıdır, eğitim eksikliğidir, güvenlik eksikliğidir. Verilen cezaların caydırıcılığının olmaması, ‘cezasızlık algısı’nı beraberinde getirerek suçlulara güç veriyor, hatta teşvik edici oluyor. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir marketteki tuvalet kağıtlarını tutuşturan bir çocuğun daha önce de otluk alanda yangın çıkardığı haberini gördüm. Bu ve bunun gibi onlarca örnekte olduğu gibi verilen cezaların yetersizliği, gelecek suçların motivasyonu oluyor.

Biz yetersiz infaz sistemini eleştirirken, Amerika’da bir meclis üyesinin, serbest bırakılan suçluların cinayet işlemesi halinde yargıçların da sorumlu tutulması için bir önerge vereceğini okudum. Umarım bu uygulama evrensel bir hale gelir ve hukuk sisteminin içine yerleşir.

Bu yazımda Türkiye’yi kötüleme gibi bir derdim yok fakat bu bataklaşan eğitim ve hukuk sistemi bana gelecek hakkında hiçbir umut vaat etmiyor.

Sevgiyle kalın.