CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, TBMM Genel Kurulu’nda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e vergilerin nereye gittiği konusunda tepki gösterdi. Toplanan vergilerin kimsenin cebine girmediğini vurgulayan Başevirgen, Şimşek'e ateş püskürdü.
"Bu bütçe, halkın bütçesi değildir, sarayın bütçesidir"
Bütçenin mevcut sistemin ‘tek adam’ karakterini ortaya koyduğunu söyleyen Başevirgen, “Bütçe teklifinde Cumhurbaşkanı 69 kez, Cumhurbaşkanlığı 61 kez, ‘Cumhurbaşkanı yetkilidir’ ibaresi 17 kez geçiyor. Plan Bütçe Komisyonu’nda tek bir virgülünün dahi değiştirilmediği, halkın hiçbir söz sahibi olmadığı bu bütçe, halkın bütçesi değildir. Bu bütçe Cumhurbaşkanı’nın bütçesidir, sarayın bütçesidir, tek adamın bütçesidir” dedi.
"Bu bütçe bir avuç yandaşın cebini doldurmayı hedefliyor"
Bütçenin milyonların ihtiyaçlarını değil, saraya yakın çevrelerin çıkarlarını koruduğunu da sözlerine ekleyen Başevirgen, “Bu bütçe, işçiye, emekçiye, çiftçiye, esnafa, gençlere, kadınlara sırtını dönerek bir avuç yandaşın cebini doldurmayı hedefliyor. Bu bütçede eğitime, sağlığa, sosyal yardımlara, halkın yaşamını doğrudan kolaylaştıran alanlara ayrılan paylar tamamen gözden çıkarılmış. Yap İşlet Devret projelerine ayrılan faiz ve rantın kaynakları ise arttırılmıştır. Bu durum adaletsizliği, ekonomik eşitsizliği, toplumsal vicdanı yaralıyor” ifadelerini kullandı.
İktidarın bütçe hazırlanırken halkın sesini duymadığını belirten Başevirgen, “Bizler, asgari ücretle geçinmeye çalışan vatandaşlarımızın; her gün biraz daha artan faturalarla boğuşan ailelerimizin, tarlasında emeğinin karşılığını alamayan çiftçilerimizin, günlük ihtiyaçlarını karşılayamayan yoksullaşmış, aç kalmış halkımızın sesiyiz. Ancak görüyoruz ki, iktidar bu bütçeyi hazırlarken hiçbirinin sesini duymadı. Bütçenin gerçek sahibi olan halkımız adına soruyorum. Nerede halkın bütçesi, nerede halkın bütçe hakkı?” diye sordu.
"Küçük bir kesim sefa sürsün diye 80 milyon yoksullaştırılıyor"
Yılın ilk on bir ayında 8 trilyon 580 milyar lira vergi ödendiğine dikkat çeken Başevirgen, “Halkın vergi yükü artarken, alım gücü günden güne düşüyor. İktidar, bütçenin açığını yine dar gelirlilerin sırtına yüklüyor. Büyük şirketlere sağlanan teşvikler, vergi afları devam ediyor. Küçük bir kesim sefa sürsün diye 80 milyon insanımız yoksullaştırılıyor. Bu iktidar 22 yılda 10 trilyon 950 milyar lira vergi topladı, kuruş kalmadı. Yılın ilk on bir ayında; dakikada 16 milyon, saatte 972 milyon, günde 26 milyar, ayda 780 milyar, toplamda 8 trilyon 580 milyar lira vergi ödedik. Yine yetmedi, yine yetiremedik” diye konuştu.
"Toplanan vergiler, yandaşların, yandaş müteahhitlerin cebinde”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de seslenen Başevirgen, “Bu iktidar okulları bile temizleyemiyor, çocuklara bir öğün ücretsiz yemek veremiyor. Yeni doğan bebekler hastanede, çocuklar okulda, kadınlar sokakta güvende değilse, bugüne kadar toplanan vergiler nerede Sayın Bakan? Sağlık sistemi ranta, eğitim sistemi tarikat ve cemaatlerin eline bırakılmışsa, huzurevleri tıka basa dolu, yaşlılarımız yaşam savaşı veriyorsa, bugüne kadar toplanan vergiler nerede Sayın Bakan? Çiftçi üretemiyor, vatandaş alamıyorsa, buna rağmen ülke her gün yeni vergilere uyanıyorsa bugüne kadar toplanan vergiler nerede Sayın Bakan? Sayın Bakan, toplanan vergiler nerede biliyor musunuz? Siz hiç aramayın, toplanan vergiler, yandaşların, yandaş müteahhitlerin cebinde” dedi.
İktidarın vatandaştan tasarruf beklerken kendi itibarından tasarruf etmediğini belirten Başevirgen, “Milyonlarca insanımız açlık sınırının altında yaşarken, saray itibardan tasarruf olmaz diyor. Cumhurbaşkanının koruma harcamaları, 6 yılda 23 kat arttı. Korumaya ayrılan bu bütçeyle aylık 20 bin kişinin emekli maaşı, 15 bin kişinin de asgari ücreti ödenebilirdi. Saltanat bu sene de devam ediyor. Cumhurbaşkanının sadece koruma gideri bir yılda 293 bin emeklinin, 169 bin asgari ücretlinin maaşını yutacak. Bu bütçe emeklinin de, asgari ücretlinin de bütçesi değildir, bu bütçe sarayın, tek adamın bütçesidir” açıklamasını yaptı.
Ülkedeki en büyük sorunun açlık ve yoksulluk olduğuna dikkat çeken Başevirgen, “TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla bile gıda enflasyonu yüzde 50’ye dayandı. Çiftçi ürettiğinden para kazanamazken, vatandaş tezgahlara yaklaşamıyor. Et ve süt ürünleri evlere girmiyor. Çünkü sorun üretimden, ithalata bağımlı hale getirdiğiniz tarladan başlıyor. AKP iktidara geldiğinden beri nüfus 25 milyon arttı ama 500 binin üzerinde çiftçi üretimi bıraktı. Çiftçilerimizin bankalara borcu 768 milyar lira. Tarım Kanunu’nun çıktığı günden bugüne kadar, çiftçilerimize ödenmeyen para 853 milyar lira. Yani iktidar çiftçiye borcunu ödeseydi, çiftçilerimizin de bugün bankalara borcu olmayacaktı. Bu bütçe çiftçinin de üreticinin de bütçesi değil. Bu bütçe ithalat lobilerinin, sarayın, tek adamın bütçesidir” dedi.